
LENFÖDEM REHABİLİTASYONU
Lenfödem bilinen bir tedavisi olmayan ilerleyici bir durumdur. Her yıl dünya çapında milyonlarca kişiyi etkiler. Bu gönderi ile sertifikalı bir lenfödem fizyoterapistinden lenfödem için en etkili tedavi seçeneklerini öğreneceksiniz.
Lenfödem, vücut dokularında aşırı miktarda lenfatik sıvı olduğunda şişme ve rahatsızlığa neden olur. Uygun tedavi ve yönetim olmaması, lenfödem şişliğinin kötüleşmesine, cilt ve dokuların sertleşmesine ve hareket etme ve işlev görme yeteneğinde azalmaya neden olabilir. Lenfödem ayrıca cilt bozulmasını, yaraları ve enfeksiyonu artırabilir.
Lenfödem tedavisinin amacı semptomları hafifletmek, ödem hacmini azaltmak, ilerlemeyi önlemek ve enfeksiyon riskini azaltmaktır. Lenfödem için en etkili tedaviden bahsedelim.
Lenfödem, primer veya sekonder nedenlere bağlı olarak lenfatik sistem fonksiyonlarındaki bozulma ve bunun sonucunda intertisyel alanda proteinden zengin sıvının birikmesidir. Halk arasında Fil hastalığı olarak bilinmektedir. Lenfödem her iki cinsiyette ve her yaşta görülmekle beraber kadınlarda daha sıktır. Genellikle tek taraflıdır.
Lenf ödem birincil veya ikincil nedenlere bağlı olabilir.
Birincil lenf ödem;
Lenfatik sistemde oluşan bozulmalar ve lenfogenezde bozukluk sonucu gelişir. Bu bozulmalar anne karnındayken lenf damarlarının gelişmemesinden kaynaklanır ancak doğduktan sonra değil belli bir yaştan sonra lenf sisteminin dış etkenler tarafından tetiklenmesiylede ortaya çıkabilir. Birincil lenf ödem hastalığı doğuştan gelen, 1-35 yaş aralığı oluşan, 35 yaştan sonra ortaya çıkan lenf ödem olmak üzere üç gruba ayrılır.
İkincil lenf ödem;
Doğuştan sağlıklı olan lenf sistemin sonradan bozulmasıyla oluşur. İkincil lenf ödem en sık kanser enfeksiyon, cerrahi, radyasyon, travma, hareketsiz kalma, kronik venöz yetmezlik, obezite, tümör gibi nedenlerle oluşmaktadır.Cerrahi sonrası olanlar ameliyattan hemen sonra yada daha çok 1-2 yıl sonra yavaş yavaş gelişir.
Lenfödem en sık alt ekstremitede (% 80) görülmekle beraber, kolda, yüzde, boyunda ve dış genital bölgede de görülebilir
Lenfödem Belirtileri Nelerdir?
- Kolda sıkışma ya da dolgunluk hissi,
- Ağrı ve ağırlık,
- Karıncalanma,
- Şişlik ve kızarıklık,
- Kol, el ve el bileğinde hareket zorluğu,
- Saat, yüzük ya da bileziğin sıkması,
- Deride gerginlik hissi, buna bağlı sıkıntı ve huzursuzluk.
Yavaş yavaş şiştiğinde ölçüm yapılmadıkça, hasta, hasta yakınları veya doktor tarafından fark edilmeyebilir. Gözle fark edildiğinde çap farkı tedavi edilmesi gereken düzeye gelmiş olabilir.
Şişlik çok artarsa lenfödem olan bölgede akıntılar meydana gelebilir ve buna cildin gözyaşları denir. Buralar enfeksiyona açık bölgelerdir.
Lenfödem Tanısı Nasıl Konulur?
Lenfödemin erken tanısında belirli kriterler mevcut değildir, hastaların öyküsü ve fizik muayene önemlidir. Anamnezde giysilerin takıların veya ayakkabıların sıkması gibi belirtilerin olması, ağırlık, gerginlik hissi, kaşıntı, yanmalar veya ekstremitede ağrılar erken tanıda değerlidir. Fizik muayenede ciltte değişiklikler, gode bırakan ödem, dirsek veya ayak bileği kontürlerinin silinmesi, venlerin görünüşünde azalma, deri ve Stemmer testi ile belirlenen subkutan dokuda kalınlaşma ya da ekstremitede hareket kısıtlılığı saptanabilir.
Ekstremite çevre ölçümleri, ekstremite volüm belirleme yöntemleri, su yer değiştirme yöntemiyle hacim belirlenmesi, perometre veya biyoempedans spektroskopi ile ödem veya ekstrasellüler sıvının değerlendirilmesi erken tanıda ve takiplerde kullanılabilir. Altta yatan bir nedenin saptanamadığı birincil lenfödemlerde sintigrafik incelemeler fayda sağlayabilir. Çap ölçümlerinde sağlam ektremiteye göre >2 cm fark olması, volüm ölçümlerinde diğer ekstremiteye göre %5-10 üzerinde fark olması erken tanıda anlamlıdır. Bunlar dışında son yıllarda erken tanı ve takipte ultrasonografiden de faydalanılabilir ancak ultrasonografide tanı veya takipte standart yöntemler henüz belirlenmemiştir.
Lenfödem Tedavisi Nasıl Olur?
Lenfödem tedavisinde amaç, ödemi azaltmak, azalmış durumu etmek ve komplikasyonları önlemek veya minimale indirerek yaşam kalitesini arttırmaktır. Lenfödem tedavisinde kompleks dekonjestif terapi altın standarttır. Bunun dışında pnömotik kompresyon pompaları, fizik tedavi modaliteleri, kinezyo bantlama, medikal tedaviler, kilo kontrolü ile diyet ve seçilmiş vakalarda cerrahi tedavilerin de yeri vardır.
Kompleks Dekonjestif Terapi (KDT)
Kompleks dekonjestif terapi 2 fazlı bir terapidir.
Faz 1 yoğun tedavi fazıdır ve günlük tedavilerden oluşur. Cilt, tırnak bakımı eğitim, manuel lenfatik drenaj (MLD), çok tabakalı bandajlama, egzersiz ve kendine bakım aktivitelerini kapsar.
Faz 2 devam dönemidir, hastanın hayatının sonuna kadar devam eder. Cilt tırnak bakımı, self-MLD, gün boyunca bası giysilerinin kullanımı, özel bası giysileri veya gece bandajlama ile egzersizler ve takip vizitlerinden oluşur.
Yapılan meta-analizlerde KDT’nin oldukça etkin olduğu gösterilmiştir. Ekstremite volümlerinde %50-70 arasında bir azalma saptandığı, bu tedaviyi almayanlara göre KDT uygulananlarda enfeksiyonların azaldığı bildirilmektedir.
Manuel Lenf Drenajı
Bir masaj tekniğidir ve sıradan masajlarla karıştırmamak gerekir. Günde bir-iki kez yapılır. Bir saat sürer. Bloke olmuş lenf sıvıları vücudun diğer yerlerinde bulunan lenf bezlerine gönderilir.
Kompresyon Bandajı
Şişmenin olduğu organ, kol ya da bacak, bandajlanarak tekrar eski hale gelmesi ve sıvı birikmesinin önlenmesi amaçlanır. Bu yöntem de yine deneyimli ve uzman fizyoterapistlerce uygulanır. Bandajın gece boyu kalması gerekir.
Kompleks dekonjestif terapide manuel lenfatik drenaj, çok tabakalı bandajlama yanında egzersizler de çok önemlidir. Egzersizler kas eklem pompa aktivitelerini lenf damarlarının aktivitesini, venöz ve lenfatik dönüşü arttırır. Bandaj sarılı iken veya bası giysileri giyilmişken yapılması önerilmektedir. Bu konu ile ilgili sistematik derlemelerde düzenli progresif ve hafif yük ile yapılan egzersizlerin faydalı olduğu bildirilmektedir. Egzersizler her hastanın durumuna göre tek seferde 20-25 dakikayı aşmayacak şekilde planlanmalıdır. ‘Diyafragmatik solunum’ egzersizler içinde mutlaka yer almalıdır.
Bası Giysileri
Kompleks dekonjestif terapide 2. fazın ana tedavilerinden biri de bası giysileridir. Gündüz giyilip akşam çıkarılması gerekmektedir. Bası giysisi belirlenirken hastanın yaşı, aktivite düzeyi, deri bütünlüğü, konjestif kalp yetmezliği, parsiyel veya komplet paralizi durumu, diyabet ve yara bakımı gibi ek problemleri dikkate alınmalıdır. Bası giysilerinin lenfödem konusunda eğitimli ve tecrübeli fizyoterapistler tarafından önerilmesi gerekmektedir.
Cilt bakımı
Aşırı terli ya da nemli cilt, enfeksiyona yol açabilir. Bu nedenle cilt bakımı önem taşır. Nemlendirici ve mantar oluşumunu önleyen bazı kremler ile antibiyotikli pomatlar gibi medikal ürünler kullanılır.
Kilo Kontrolü
Lenfödem tedavisinde kilo kontrolü önemlidir. Yapılan çalışmalarda obez kişilerde lenfödem riskinin daha fazla olduğu bildirilmektedir. Lenfödemde özel bir diyet yoktur ancak az yağlı ve az tuzlu sağlıklı beslenme önerilmektedir.
Bunlar dışında kinezyo bantlama yöntemiyle ilgili yapılan çalışmalarda özellikle hafif şiddette lenfödemi olanlarda olumlu sonuçlar bildirilmektedir. Ancak kinezyo bantlama kompleks dekonjestif terapinin alternatifi olarak değil tamamlayıcı yöntemlerden biri olarak düşünülmelidir ve bu konuda eğitim almış fizyoterapistler tarafından uygulanmalıdır.
Ekstremitelere eksternal uygulanan intermitan pnömotik kompresyon pompalarının, kompleks dekonjestif terapilere ek olarak yapıldığında olumlu katkıları olduğunu bildiren çalışmalar bulunmaktadır.